PKK’nın silah bırakmasına hazırlıksız yakalananlar

“`html

O sabah, yürekleri dağlayan bir haberi ekranlarda şöyle ifade etmişti:

“On iki evladımızı sonsuzluğa uğurluyoruz. Hiç kimse dönüp de ‘Neden bu çocuklar yaşamını yitirdi?’ diyemiyor. On iki! Bir değil, iki, üç, dört, beş değil, tamı tamına On iki! Bu evlatlarımız gitti. Fotoğrafları zaten ortada. Söyleyecek kelime bulamıyorum. Bu aileler bu evlere nasıl dönecek?”

Sunucu, Türkiye’nin her köşesindeki şehit ailelerinin fotoğrafını ekranlara getiriyordu. Bir yandan da şu sözleri dile getiriyordu:

“Bu evlerin hiçbiri zenginlik simgesi değil. Burası, yoksul kesimin evi. Türkiye’nin birçok yerinden -Antep, Manisa, Tokat- bu görüntüler geliyor. On iki evladımız daha aramızdan ayrıldı. Bu çocuklar artık yok.”

Tarihler 25 Aralık 2023’ü gösteriyordu. Terör örgütü PKK, Pençe-Kilit harekât bölgesindeki üsse saldırarak on iki askerimizi şehit etti. Türkiye’nin dört bir yanında derin bir yas hakim oldu.

Ertesi gün ekranda yer alan sunucu konuşmasına devam ediyordu:

“Pençe-Kilit harekâtının gerçek siyasi hedefi ne? Devletin bunu kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Genel ifadelerle terörün kökünü kazımaktan bahsediyorlar, ama görüyoruz ki bu terör hâlâ ortada. Peki, o zaman biz neyi başardık? Böyle bir durumun TBMM’de, Milli Savunma Komisyonu’nda masaya yatırılması şart.”

Isyan içerisinde, gözleri dolmuş bir şekilde sunucunun

gözyaşlarına hakim olmaya çalışarak… Sözlerini, ortamı koruyarak kısmen aktarıyorum. (Şehitlerimizin sayısını rakamla değil, yazarak belirtmek benim tercihim) Aralarda birçok farklı ve

akıl almaz,


ağır siyasi yorumlar yapıldığı da gözlemlendi. YouTube’da yayınlanan kaydın kapağında ise,

“AKP’nin Seçim Kampanyası Terör”


başlığı dikkat çekiyor.

Bu büyük yasın ardından geçen 17 ayda, bir gerçek daha belirgin hale geldi: zaman geçiyor ama geride kalanlar; annelerin, babaların, kardeşlerin, eşlerin, evlatların ve dostların içinde yanmaya devam eden ateşler hiç sönmedi. Yeni Şafak’ın Tabuta Sığmayanlar serisini takip edenler;

evlat sevgisi ile vatan sevgisini harmanlayan annelerin, babaların ve eşi yitiren, dağ gibi duran kadınların


duygularını paylaşmışlardır.

PKK’nın 1984 yılında Siirt’in Eruh ve Hakkari’nin Şemdinli ilçelerinde

ilk terör saldırılarını gerçekleştirmesinin üzerinden tam 41 yıl geçti.

Bu çeyrek asır boyunca pek çok kahraman vatan evladı, toprağa düşerken her yeni şehit haberi, kalbimizde bir bıçak gibi acı veriyor. Sürekli aynı sorular akıllarda: “Bu terör belası ne zaman sona erecek?” Yanıtlar ise genelde belirsizliğini koruyor. “Gözyaşları dursun, artık yeter!” cümlesi, yüreğimizin yükü hâline geldi, tarifsiz acılarla dolup taşan bu topraklarda.

Deneme yapılmadı, mücadele edilmedi değil.

Terörün son bulması için çaba gösteren ve

bunun uğruna hayatını tehlikeye atan


siyasetçilerimiz de oldu. Ancak terörden kazanç sağlayanlar da her daim vardı.

Sunucunun da belirttiği gibi, terör bir türlü kökünden yok edilemedi. Çünkü

terör, Amerika’nın, İsrail’in ve Avrupa Birliği’nin desteğiyle hareket eden bir unsurdu.

Türkiye ise her daim yalnızdı. Peki, 12 Mayıs’ta PKK neden kendini feshetti? Silahlar neden bırakıldı? Terörist gruplar kendilerini yok etme yoluna mı gitti?

Belirsizlikler elbette mevcut. Ancak PKK’nin kendini feshetmekten başka bir yol görememesi tarihsel bir olay olarak değerlendirilmeli.

Yukarıdaki sorulara yanıt bulmak için geride kalan 41 yılı, Türkiye’nin terörle mücadelesinin adım adım izini sürmek ve analiz etmek gerekiyor. Türkiye’nin

askeri, siyasi, ekonomik ve sosyolojik adımlarını


incelemek ve bu devletin millet iradesini anlamak gerekiyor.

Özellikle 28 Mayıs 2023 seçimlerinden sonra

Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamalar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı,

Türkiye Cumhuriyeti’nin coğrafyada büyük değişimlerin eşiğine geldiği, siyasi denklemleri değiştiren adımlar atıldığı üzerine yeniden değerlendirmeler yapılmalıdır.

Neden mi? Çünkü Türkiye’de; Türkiye’nin gücüne inanmayan, kabullenmeyen, stratejik gelişmeleri anlamlandıramayan, gündelik politikalara hapsolan bir yapıyla karşı karşıyayız.

PKK’nın silah bırakmasını bir türlü kabullenemeyen bir grup var.

Hayatlarının şokunu yaşıyor gibiler. Aslında, terör varlığından beslenmekten başka bir yetenek geliştirmedikleri artık bariz oldu. Dünden beri, kaçırılmış analizlerle, küçümseyici bakışlarla, yine bu topraklara ait olmayan söylemlerle konuşuyorlar.

Örneğin, metnin başında on iki şehidimizin haberini verirken, isim vermeden hemen analiz yapan; ama

PKK’nın silah bıraktığı haberini, derin bir kederle ve alaycı sözlerle paylaşan


Özlem Gürses gibi.

Bunu bir temsilci olarak değerlendirmek istemezdim fakat Özlem Gürses, bir düşünceyi ifade ediyor. Bir

toplumun sözcüsü

olarak sadece kayda geçmesi gerekiyor.

PKK silah bırakınca sevinmeyenler ve hatta üzülenler, böylece politik iflaslarını gözler önüne serecekler gibi görünüyor. Fatih Altaylı, Bahar Feyzan, Yılmaz Özdil, Ruşen Çakır ve birçok diğer isim, son günlerde sıkça eleştiriliyorlar.

“`

Related Posts

SGK’dan kayıt dışına yakın takip: İlk 4 ayda 25 bin iş yeri denetlendi

SGK’dan kayıt dışına yakın takip: İlk 4 ayda 25 bin iş yeri denetlendi

‘Bayraktar TB3’ SİHA ilk kez tatbikatta! Savunmada 2 kritik adım daha

‘Deniz Kurdu 2/2025’ tatbikatının ‘Seçkin Gözlemci Günü’ (SGG) kapsamında, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar açıklama yaptı.

Türkiye’de sürücüsüz taksiyi deneyecek

Çinli teknoloji devi Baidu, sürücüsüz taksi hizmeti Apollo Go’yu ilk kez Avrupa’da test etmeye hazırlanıyor.

CeyBer Dıgıtal genel müdürlüğüne Funda Seyrek atandı

Yapay zekâ destekli müşteri deneyimi teknolojileri üreten CeyBer Digital, Funda Seyrek’in genel müdür olarak atandığını duyurdu.

Kurban Bayramı öncesi flaş karar: Paralar yüklendi, limitler yükseltildi

Kurban Bayramı’na sayılı günler kalırken, bayramda yaşanabilecek yoğunluklara karşı bankalar önlem aldı. 6 ile 9 Haziran’da olacak Kurban Bayramı için hazırlıklar sürüyor. Bankalar bayram öncesinde nakit talebinin artması üzerine harekete geçti ve …

14 Mayıs’ta çiftçiler dertli, üretici sayısı da üretim de düşüyor: Tarım alarm veriyor

Türkiye’de tarım sektörü hem ekonomik darboğaz hem de iklim krizinin etkisiyle derin bir çıkmazda. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü, üretici için kutlama değil, sorunların gölgesinde geçiyor.